Öğretmenlerin Rahat Koşullarda Çalışıp Hak Ettiklerinden Fazla Maaş Aldıklarını Söyleyen Kişi Tartışma Yaratıyor
Geleceğimizin mimarları olan öğretmenlerimizin çalışma ve tatil günlerini hesaplayan, rahat koşullarda çalıştıklarını ve hak ettiklerinden fazlasını aldıklarını söyleyen kişi, sosyal medyada yeni bir tartışma yarattı.
Önce öğretmenlerimizin çalışma koşullarına, güçlü atama süreçlerine ve özel bölüm zorbalığına bir göz atalım ve küçük bir hesap yapalım…
Bugün hepimizin özlediği okul sıralarına geri dönüyoruz.
Çünkü bir sosyal medya kullanıcısı, bir öğretmenin çalışma ve tatil günlerini hesaplayarak öğretmenlik yapmanın rahatlığını kıskandığını söyledi.
Gelin birlikte küçük bir hesap yaparak başlayalım.
Öğretmenlerin hem profesyonel hem de özel yaşamlarına bir göz atalım, zorluklarını ve konforlarını karşılaştıralım.
4 yıllık Eğitim Fakültesi maceranız sona erdi. Artık bir öğretmensiniz! Tam her şey bitti derken, her şeyin daha yeni başladığını fark ettin. Evet, gerçek; KPSS!
Bir yıl boyunca her gününüzü, her anınızı ders çalışarak geçirdiniz. Sorulabilecek tüm soruların cevaplarını ezberlemeye çalıştınız. Formülleri ezberlerken bir yandan da köşedeki Öğretim İçeriği Bilgi Testi’ne çalışmaya çalışıyorsunuz.
Emeklerinizin karşılığını aldınız ve girdiğiniz sınavlardan iyi puanlar aldınız. Tercihler denildiğinde son aşama mülakattır. Değersiz bir dönemden geçtiğimiz için bu kısım çok kritik…
Diyelim ki atandınız, en az 30-40 kişilik devlet okulu sınıflarına girdiniz. Öyle bir dönemdeyiz ki, öğretmen-öğrenci ilişkileri iyice gevşedi ve öğrenciler, öğretmenleri arkadaş gibi görmeye başladı.
Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise… Her dönemin kendine has zorlukları var aslında. Çocuklara hem bir şeyler öğretmek hem de onları kontrol altında tutmaya çalışmak zor olsa gerek.
Birçoğunun idolü olacağın için yaptığın her hareket, söylediğin her söz çok değerli. Belli bir noktadan sonra sosyal medyada paylaştıklarınız hatta sokaktaki davranışlarınız bile öğretmenlik mesleğinizi etkilemeye başlıyor.
Saygısız öğrencileri rehabilite etmek ve yaptıklarını görmezden gelmek yaşam tarzınız olmalıdır. “Öğretmen bana tam not verdi”, “Öğretmenin eli çok sıkı, iki not veremiyor”, “Bu da bir şey öğretmiyor” veya “Bana bir puan daha versen ne olur?” Telaffuzlarla karşı karşıya kalacaksınız.
Her zaman Afet Hoca gibi tadamazsınız!
Bazen Mahmut Hoca olmak gerekir. Yeri geldiğinde öğrencilerinize keyifli dersler vermelisiniz. O zaman büyük tepkilerle karşılaşacaksınız. Ancak sizin tek dileğiniz öğrencilerinizin düzgünlüğünü istemek ve mesleğinizi icra etmektir.
Bir de zorunlu hizmet var, doğu/doğu misyonu var. Hele ki evliyseniz 3 yıl boyunca eşinizden, evinizden ve ailenizden farklı kalmak demektir bu. Bazen tuvaleti, bazen tahtası, bazen de kuyruğu olmayan köy okullarında büyük çaba sarf etmeye başlayacaksınız. Sobasız okullarda öğrencilerinize sarılarak ısınacaksınız muhtemelen.
Sözün ortasında gittiğiniz yerde ev bulamayacaksınız, bulduğunuzda da maaşınızın yarısından fazlasını kiralamak zorunda kalacaksınız.
Diyelim ki atanmadın. O zaman özel şubenin kollarını açmış sizi beklememesi adettendir. Mücadele edip bir yere girdiyseniz de geçmiş olsun, çok zor günler sizi bekliyor.
Yani her mesleğin kendine göre zorlukları ve rahatlıkları vardır. Ancak kişisel görüşümü ifade etmem gerekirse birkaç mesleği hiçbir koşulda eleştirmemek gerekiyor.
Öğretmenlik de bu mesleklerden biri… Öyle kutsal, öyle pahalı bir meslek ki, geriye kalan bütün mesleklerin yolu öğretmenlerin elinden geçiyor.
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmenleri ve eğitimcileri yeni nesli siz yetiştireceksiniz. Ve gelecek nesil sizin eseriniz olacak. İşin değeri, becerinizin ve fedakarlığınızın derecesi ile orantılı olacaktır. Cumhuriyet; Zihinsel, bilimsel, fiziksel olarak güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.
Örneğin, öğrenciler gibi öğretmenlerin de 3 ayı tatilde geçirdiğini düşünenler var.
İki tarafın da niyetlerini sizinle paylaşacağım ve son sözü size bırakacağım!
Peki siz bu bahis hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yorumlarda buluşalım!